skip to main |
skip to sidebar
Yemek yiyebilmeye başladığımdan beri meyveyi çok severim. Birkaçı dışında, özellikle kivi ve nar hariç her meyveyi güzel güzel yerim. Kivi ekşi ve çekirdekli, o çekirdeklerini çörek otu sanıyodum hatta eskiden. Narı da hem soyması hem yemesi çok zor, bi de tadını pek sevmediğim bir meyve. Çekirdekler katır kutur ısırırken dişinde kalır, dilinle iki saat çıkartmaya uğraşırsın onları, anlatırken tadı ağzıma geldi bak. Bir de özellikle son yıllarda nar suyu patlama yaptı. Anneler çok sağlıklı olmasının, trendy gençlik de onunla aynı zamanda moda olan Absolut vodkayla içilen modelinin hayranı oldu.
Geçen gün bi video gördüm nar tanelerini çıkartmakla ilgili, Martha Stewart'ın. Youtube'da yok, o yüzden Facebook linkini vermek zorundayım. İşte bu. Çok değişik bi yöntem gibi geldi bana ve mutfakta bi şeyler yapabildiğimi anneme kanıtlayayım diye tahta kaşığımı aldım, taneleri dökücem derken hem narın hem benim canımız çıktı. Videodaki kadar başarılı olamadım tabi ki ve annem de ilgilenmedi benimle, neyse bu konumuz değil.
Martha Stewart'ın yanındaki kadın POM Wonderful diye bir sitenin sahibiymiş ve bu site tam bir nar manyağı.Bu siteye girdiğinizde karşınıza bir sürü nar tarifi, nar fotoğrafı yarışması, bir sürü nar zımbırtısı çıkıyor. Nar hayatımıza nasıl faydalı, nasıl antioksidan nasıl şöyle nasıl böyle, şirket kendini insan sağlığına adamış adeta. Adamlar narlı kahve, narlı dondurma, narlı çikolata, ice tea, her şeyi yapmışlar. Hayır narı ye tamam, suyunu iç anladım da narlı kahve içince ömrün 10 yıl artmıyor. Tabi şeftalili ice tea'nin kralı var piyasada, çıkarsalar kimse almaz, e bu durumda böyle şeylere yönelmişler. Para kazanmak için iyi bi yöntem, ne de olsa "sağlığa faydalı". Tıpkı bizdeki bu kadın programlarına çıkıp bir sürü malzemeli çay, macun tarifi veren ve iki çörek otu iki zencefil içtim diye romatizmasının düzelmesini uman bir grup insan yaratan "alternatif tıp"çılar gibi. Onlardan biri de halam. Her hafta yeni bir şey söylüyor "ama çok faydalıymış" diyerek.
Bu sektörün bir diğer elemanları da "elit manav"lar. Migros'un bir reyonunda böyle şeyler satılıyor. Yemin ediyorum ıspanak kökü ve pırasa sapı gördüm satılan şeyler arasında. Bu ürünler ne kadar satılıyor bilinmez ama en azından raflarda yerini almış.
Bu sağlıklı yaşam olayının bir parçası da yoga, pilates gibi aktiviteler. Ekrana eğitmen sıfatıyla çıkan kimseler, 70 yaşındaki babaannemi bile oturduğu yerden bir acayip hareketler (burnunu tutup bir sağ bir sol kolunu kaldırmaca) yaptırabiliyorlarsa, ben onları anca tebrik ederim. Ne de olsa Ebru Şallı'nın hüff'leri, Ahmet Maranki'nin armudun sapı üzümün çöpü muhabbeti alışıldık görüntüler artık hayatımızda.
Televizyonun bu sağlıksız "sağlıklı yaşam" dayatması kilo vermek isteyen çoğunluğu bayan kişilerin bazıları için gerçekten kötü sonlanıyor. Örneğin 19 yaşındaki Dila Kurt. Ender Kuşhan'ın otel ruhsatıyla işlettiği zayıflama merkezinde hızlı kilo verme sebebiyle kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi geçen sene. Ender Kuşhan'ın "bizim bir suçumuz yok" iddiaları da yalanlandı, haber burada.
Aşağıda bir örneğini gördüğümüz ünlü doktor ve diyetisyenlerin kullanıldığı bazı zayıflama hapları da bir işe yaramamasına rağmen zayıflamak isteyenler için bir umut kapısı hala. Tabi kullananlar arasında baş dönmesi, tansiyon yükselmesi, hatta kalp krizine varan yan etkiler görülebiliyor. Üstelik verilen kiloların fazlasıyla geri alınma ihtimali de yüksek.
HAYIR REKLAM DEĞİL BU ÖRNEK RESİM
Demem o ki, artık her ay değiştirilen diyetlerden, ekrandan duyduğumuz yönlendirmelerle bir top üstünde bilinçsizce yuvarlanmaktan, kaynatıp içilen saçma sapan karışımlardan, nar suyu dolgulu çikolata drajesinden, Hürriyet'in Sağlıklı Yaşam sayfasında bel ölçen mezura görmekten vazgeçsek de daha aklı başında, daha makul şeyler yapsak sağlık için. Neyse diyeceklerim bugünlük bunlar. Haydi görüşürüz.
9 Aralık 2009 Çarşamba
Pazardan Aldım Bir Tane, Eve Geldim Nar
Yemek yiyebilmeye başladığımdan beri meyveyi çok severim. Birkaçı dışında, özellikle kivi ve nar hariç her meyveyi güzel güzel yerim. Kivi ekşi ve çekirdekli, o çekirdeklerini çörek otu sanıyodum hatta eskiden. Narı da hem soyması hem yemesi çok zor, bi de tadını pek sevmediğim bir meyve. Çekirdekler katır kutur ısırırken dişinde kalır, dilinle iki saat çıkartmaya uğraşırsın onları, anlatırken tadı ağzıma geldi bak. Bir de özellikle son yıllarda nar suyu patlama yaptı. Anneler çok sağlıklı olmasının, trendy gençlik de onunla aynı zamanda moda olan Absolut vodkayla içilen modelinin hayranı oldu.
Geçen gün bi video gördüm nar tanelerini çıkartmakla ilgili, Martha Stewart'ın. Youtube'da yok, o yüzden Facebook linkini vermek zorundayım. İşte bu. Çok değişik bi yöntem gibi geldi bana ve mutfakta bi şeyler yapabildiğimi anneme kanıtlayayım diye tahta kaşığımı aldım, taneleri dökücem derken hem narın hem benim canımız çıktı. Videodaki kadar başarılı olamadım tabi ki ve annem de ilgilenmedi benimle, neyse bu konumuz değil.
Martha Stewart'ın yanındaki kadın POM Wonderful diye bir sitenin sahibiymiş ve bu site tam bir nar manyağı.Bu siteye girdiğinizde karşınıza bir sürü nar tarifi, nar fotoğrafı yarışması, bir sürü nar zımbırtısı çıkıyor. Nar hayatımıza nasıl faydalı, nasıl antioksidan nasıl şöyle nasıl böyle, şirket kendini insan sağlığına adamış adeta. Adamlar narlı kahve, narlı dondurma, narlı çikolata, ice tea, her şeyi yapmışlar. Hayır narı ye tamam, suyunu iç anladım da narlı kahve içince ömrün 10 yıl artmıyor. Tabi şeftalili ice tea'nin kralı var piyasada, çıkarsalar kimse almaz, e bu durumda böyle şeylere yönelmişler. Para kazanmak için iyi bi yöntem, ne de olsa "sağlığa faydalı". Tıpkı bizdeki bu kadın programlarına çıkıp bir sürü malzemeli çay, macun tarifi veren ve iki çörek otu iki zencefil içtim diye romatizmasının düzelmesini uman bir grup insan yaratan "alternatif tıp"çılar gibi. Onlardan biri de halam. Her hafta yeni bir şey söylüyor "ama çok faydalıymış" diyerek.
Bu sektörün bir diğer elemanları da "elit manav"lar. Migros'un bir reyonunda böyle şeyler satılıyor. Yemin ediyorum ıspanak kökü ve pırasa sapı gördüm satılan şeyler arasında. Bu ürünler ne kadar satılıyor bilinmez ama en azından raflarda yerini almış.
Bu sağlıklı yaşam olayının bir parçası da yoga, pilates gibi aktiviteler. Ekrana eğitmen sıfatıyla çıkan kimseler, 70 yaşındaki babaannemi bile oturduğu yerden bir acayip hareketler (burnunu tutup bir sağ bir sol kolunu kaldırmaca) yaptırabiliyorlarsa, ben onları anca tebrik ederim. Ne de olsa Ebru Şallı'nın hüff'leri, Ahmet Maranki'nin armudun sapı üzümün çöpü muhabbeti alışıldık görüntüler artık hayatımızda.
Televizyonun bu sağlıksız "sağlıklı yaşam" dayatması kilo vermek isteyen çoğunluğu bayan kişilerin bazıları için gerçekten kötü sonlanıyor. Örneğin 19 yaşındaki Dila Kurt. Ender Kuşhan'ın otel ruhsatıyla işlettiği zayıflama merkezinde hızlı kilo verme sebebiyle kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi geçen sene. Ender Kuşhan'ın "bizim bir suçumuz yok" iddiaları da yalanlandı, haber burada.
Aşağıda bir örneğini gördüğümüz ünlü doktor ve diyetisyenlerin kullanıldığı bazı zayıflama hapları da bir işe yaramamasına rağmen zayıflamak isteyenler için bir umut kapısı hala. Tabi kullananlar arasında baş dönmesi, tansiyon yükselmesi, hatta kalp krizine varan yan etkiler görülebiliyor. Üstelik verilen kiloların fazlasıyla geri alınma ihtimali de yüksek.
HAYIR REKLAM DEĞİL BU ÖRNEK RESİM
Demem o ki, artık her ay değiştirilen diyetlerden, ekrandan duyduğumuz yönlendirmelerle bir top üstünde bilinçsizce yuvarlanmaktan, kaynatıp içilen saçma sapan karışımlardan, nar suyu dolgulu çikolata drajesinden, Hürriyet'in Sağlıklı Yaşam sayfasında bel ölçen mezura görmekten vazgeçsek de daha aklı başında, daha makul şeyler yapsak sağlık için. Neyse diyeceklerim bugünlük bunlar. Haydi görüşürüz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Blog Arşivi
-
▼
2009
(14)
-
▼
Aralık
(11)
- Yılbaşında Evde Olanlara
- Bilgisayarım Bu Oyunu Kaldırır mı?
- 3D Avatar Keyfi
- Aşk, Yağmur ve Ceynur
- Sağ mıyım Sol mu?
- Pazardan Aldım Bir Tane, Eve Geldim Nar
- Alın Size Eğlence: iSketch
- Bir İngiliz Çıtırı: Lily Allen
- Saçlarımı boyattım!
- Gurbet ellere gitmek isteyen diş hekimi adaylarına
- Rushmore Dağı ve Niagara Şelalesi
-
▼
Aralık
(11)
İzleyiciler
Etiketler
- cambridge (8)
- diş hekimliği (8)
- amerika günlüğü (5)
- fotoğraf (2)
- klinik (2)
- photoshop (2)
- Meram Ekspresi (1)
- akinator (1)
- facebook (1)
- film önerisi (1)
- foursquare (1)
- guitar hero (1)
- her şeyi bilen kadın (1)
- jinni (1)
- kilo verme (1)
- kongre (1)
- manipülasyon (1)
- morfoloji (1)
- msn (1)
- muayene (1)
- tahmin oyunu (1)
- tercih gencer diş kliniği (1)
Ben
- jules
- Görkem, 20, İstanbul Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi. Yazıyorum, çiziyorum, çeviriyorum, eskiden çalıyordum artık unuttum galiba. Bu blog biraz günlük, biraz hikaye gibi. Yazdıklarımın hepsi gerçek. Ayrıntıları severim, belki o yüzden yazılar uzun ama okumaya başladınız mı bitirmesi kolay bence. Blogu Kasım 2009'da açtım, umarım daha uzun bir süre devam eder.
Kaç kişi bakmış?
En Çok Okunan Yazılar
-
O Cumartesi günü, Taksim'den iki katlı ekspres otobüse ilk duraktan binmeme rağmen ayakta kalmıştım. Aslında ayakta gitmiyordum, sadece ...
-
Ben diş hekimi olma hayaliyle büyümedim. Tercih dönemine dek, aklımdan bile geçmemişti. Endüstri mühendisi olmak isteyen binlerce yaşıtımdan...
-
Evet sevgili diş kardeşlerim, yaz için okul arama çalışmalarıma başladım. Dedim ki dil okuluna gitmeyeyim, diş okuluna gideyim, hem dilime h...
-
Merhaba. Bloguma bir özellik ekledim geçenlerde, gelen gidenin istatiğini tutsun diye. Esas amacım günde kaç kişinin gelip gittiğini öğrenme...
-
Geçen haftasonu Türkiye'den çok yakın arkadaşım Naz -o da Londra'da bir dil okulunda- bizim eve kalmaya geldi. Cumartesi günü 4 kız ...
-
Diş Hekimliği Bölümü'nün 1. sınıf 1. dönemi bitti. Ve benim bu 5 ayda bu bölümde öğrendiklerim arasında işime en çok yarayan şey, düzenb...
-
Gözümü açtığımda saat 07.14'tü. Tatil başladığından beri 3.30'dan önce yatmayan ben, önceki gece 1.30 sularında yatağa girerek gözle...
-
Merhaba! Bugünlerde beni bir oje merakı aldı ki sormayın gitsin. Eskiden sahip olduğum yaklaşık 10 tane ojenin hepsi koyu lacivert, siyah, k...
-
Geçen haftasonu ev arkadaşım, hatta buradaki en iyi yabancı arkadaşım gitti. Şu an o evde iki tane pis kızla beraberim. İngiltere'de, Tü...
-
Babaannemin evinde maaile toplanmışız. Küçükler yere, büyükler koltuklara, ergenler ise sandalyelere oturmuş, çıt çıkarmadan pür dikkat ekra...
0 yorum:
Yorum Gönder