30 Kasım 2009 Pazartesi

Hastane Dizileri ve Jules




Oldum olası hastane dizilerine bir sempatim vardır. Scrubs değil de, House M.D. ve Grey's Anatomy'yi özellikle bu sezon kaçırmadan izliyorum. Hatta Grey's Anatomy'nin çevirisini yapıyorum. Halihazırda Grey's sezon arası vermişken, ben de 6.sezonun şimdiye kadar yayınlanan ilk 10 bölümünü burada yayınlayayım dedim. Paketteki 6 bölümü sadece ben çevirdim, 2 bölümde başka biriyle ortak çevirdim, 2sine de karışmadım. Buradan diğer çevirmen arkadaşlara da teşekkürler.

Altyazı paketini buradan indirebilirsiniz.

Bu kadar çevirdik, bari birkaç şey de yazayım hakkında. Grey's Anatomy Meredith Grey adlı bir doktorun ve onun doktor arkadaşlarının hikayesini anlatıyor. İlk sezonda intern olan karakterlerimiz, 6.sezonda asistan oldular. Her bölümde mutlaka birkaç vaka oluyor, fakat House gibi bu kişilerin tanı-teşhis sürecine değil, daha çok tedavi ve sonrasına, hasta yakınlarının davranışlarına tanık oluyoruz. House'dan bir farkı da, hastane dışındaki olaylara, aşka meşke daha çok yer vermesi. Çünkü bu hastanenin cerrahi bölümünün doktorları arkadaş, sevgili, eş, dost. Kısacası izlenilesi, tıp öğrencilerini (hatta benim gibi diş hekimliğini öğrencilerini de) cerrahlığa sürükleyecek, bazı bölümlerde bu kadar da olmaz denilen klişelerin kullanıldığı ama geri kalan yanlarıyla kendini affettiren bir dizi.

Yemin Ederim Aklıma Gelmişti!


Çocukken babama "baba para olmasaydı nasıl olurdu, insanlar gitseydi istedikleri şeyi alsaydı herkes mutlu olsaydı ya?" diye sormuştum. Şimdi bunu düşününce "aslında her şeyi biliyorduk, yaşarken bildiklerimizi hatırlıyoruz" fikri felsefe kitabındaki bir cümleden daha fazlası gibi geliyor. Neyse ne diyordum, adeta bir Dark Side of The Moon sonrası Roger Waters -bildiğin kapitalist işte- olan babam da bana "o zaman kimse çalışmaz ki" demişti. O gün bunun mümkün bir şey olmadığını küçük görkem kafama yazmıştım, ta ki yıllar sonra Thomas More'un Ütopya'sında da paranın olmadığını öğrenene dek.

İşte o gün yaşadığım "şerefsizim benim aklıma gelmişti sendromu"nu bugün bu siteyi görünce de yaşadım. Sitenin adı www.jinni.com . Last fm'deki olayın sinema versiyonu olarak özetleyebiliriz. Burada da izlediğiniz filmleri oyluyor, izlemek istediğiniz veya görmek istemediğiniz filmleri işaretliyorsunuz, böylece site de size hoşunuza gidebilecek filmleri öneriyor. Imdb'de top 250'den film seçmekten daha akıllıca, kişiye özel film önerisi. Arkadaşının "2012 süper film git görsel efekt zart zurt süper" önerisiyle gidip de beklediği üzre hayal kırıklığıyla geri dönen ben, bu siteyi önermeyi kendime bir borç biliyorum.

Günlerden Bir Gün

Uzun zamandır göremediğim Berilaycığımı gördükten sonra internette boş boş dolanırken, bir süredir aklımda olan blog fikrini hayata geçirmeye karar verdim. Nasıl bir şey olur, tutar mı, sıkılır mıyım bilmiyorum, ama en azından çevirilerimi, izlediğim filmlerin yorumlarını falan koyarım, hoş olabilir. Umarım.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...