9 Şubat 2011 Çarşamba

Elveda İETT

Camdan bakıyorum. Çok değil birkaç ay önce bu saatlerde beni almadan geçip giden mavi çift katlı otobüsü görüyor ve hafifçe gülümsüyorum. Aklıma kırmızı olanı geliyor. Onun da bir keresinde bizi 200 m peşinden koşturduğu ve almadan gittiğini hatırlıyorum. Ya siyah, üzerinde araba yağı reklamı olan? Beni sınavın anca son 15 dk.sına yetiştiren o muydu? Bilmiyorum. Çünkü artık hiçbiri umurumda değil. Ben, artık okuluma 15 m mesafede kalıyorum.


Okulda iki yakın kız arkadaşım var; Pınar ve Nilüfer. Pınarla ikimiz geçen sene sonbaharda İngiltere'ye gitmek istiyorduk. Beraber gittik. Bu yılın sonbaharında ise yurt olayını gündeme getirdik. Her sabah okula gidip akşam okuldan dönerken aynı çileyi çekiyor, otobüslerin peşinden beraber koşuyorduk. Sonunda aileler kabul etti ve biz şu an özel bir yurtta güzel bir odada annelerimizin yiyecek, babalarımızın maddi desteğiyle mutlu bir hayat sürüyoruz.

Ben ses konusunda biraz hassasım. Hatta sinir bozucuyum. Evet belki naletim. Uyurken çıkan en ufak gürültüde uyanırım. Bir de biraz titizimdir. Yani kendi kendime odamı temizleyeyim, sürekli el yıkayayım gibi bir temizlik hastalığı değil ama, yere düşen şeyleri yemem, yatağımın üstüne pantolonla oturmam falan. İşte bu ve şu an aklıma gelmeyen huylarım yüzünden burada sıkıntı çekebilirim giye düşünüyordum. Ama hiç öyle olmadı. Yurt zaten şu an baya boş, insanların okulu henüz başlamış değil. Ses, sıcaklık, temizlik bakımından bir şikayetim yok. Bir de müdür sağolsun dediklerimizi hemen yapıyor, bir de üstüne akşamları oturup bizimle dizi izliyor lobide.

Tabi şimdilik sadece 3 gün oldu. Umarım hep böyle devam eder. Esas ben size başka bir şey anlatacağım da, du bakalım...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...