Biliyorsunuz, bu sabah kötü olaylarla başladık güne. Gazze'ye insani yardım götüren gemilere İsrail askerleri çıkartma yaptı ve 16 ölü, bir çok yaralı bıraktılar geride. Yaptıkları çok büyük bir insanlık ayıbı, bu konuda hepimiz hemfikiriz. Ancak bunun üzerine yapılanlar, birden galeyana gelme, bütün Yahudi ırkını afaroz etme, ne oluyoruz yahu?
Facebook, Twitter, bu tür siteler çok hızlı değişen ve olan şeyleri çok çabuk alıp, tüketen oluşumlar. Feysbuk hesabı olanlar bilir, sabahtan beri ana sayfanızda yüzlerce İsrail karşıtı gruplara üye olan arkadaşlarınız türemedi mi? İşi çok daha ileriye götürüp Hitler'den alıntı yapanlar, keşke köklerini kurutsaydı diyenler de hiç az değil.
Bu çok eskiden beri var. Bir ara çocuk tacizcileri çok çıkıyordu haberlere, MSN nicklerinin başına küçük kız şekli koymak bir "tepki" sayıldı.
Şu sıralar "İsrail'i Boykot edelim" türü gruplara üye olma furyası çıktı. İlk başta haklı buldum, ben üye olmasam da arkadaşlarımın katıldıkları gruplara girip baktım, insanlar neler düşünüyor falan diye. Ama olay artık "100.000 kişi olalım İsrail yıkılsın" gruplarına ve Hitler'in resimlerinden oluşan albümlere dönüşüyor. Halbuki daha geçen gün Schindler's List filmini "Beğen"memiş miydin?
Demek istediğim, "sadece oturduğunuz yerden bir şeyler yapmayın" falan değil. Tabi ki her birimiz Siyaset Meydanı'na falan çıkmadığımız için, fikirlerimizi beyan etmek için bazı yollara ihtiyacımız var. Ben Facebook'u değil, Blogspot'u tercih ettim mesela. Demek istediğim, saman alevi olmasın öfkemiz, 6 ay sonra da neye kızdığımızı, kimin ne yaptığını hatırlayabilelim.
Benim fikrim aha da budur. Görüşürüz.
skip to main |
skip to sidebar
31 Mayıs 2010 Pazartesi
11 Mayıs 2010 Salı
Gel de Fotoğrafla Uğraşma
Fotoğrafçılık zaman zaman heves ettiğim, sonra unuttuğum, fotoğrafçılık kulübü afişlerini veya güzel birkaç fotoğrafı görünce yeniden aklıma gelen güzide bir uğraştır benim gözümde. Zaman zaman Photoshop ile uğraşır, saç/göz rengi değiştirme, renklerle oynama, kesip yapıştırma gibi bir kaç ufak numara yapardım. Photoshop programının yüklü olduğu bilgisayarım bozulunca, bu etkinliklere ara vermek durumunda kaldım.
Ama bu siteleri görünce aşkım depreşti, feysbuk şeytanım uyandı. Yüzlerce resim çekip editlemek istedim.İlki, online Photoshop sitesi. Benim görebildiğim kadarıyla klasik Photoshop'un her özelliği var. Linki burada.

İkincisi de, Photoshop'un biraz daha kolaylaştırılmış versiyonu gibi. Geçen gün yukarıdaki fotoğrafı kırpmak için Paint'te ilkel ilkel debelenirken Zeynepçiğim önerdi bu siteyi. Bir çok şey elinizin altında, fotoğraflarınızı kolayca düzenleyebiliyor, kırpıp rengini değiştirebiliyor, bıyık sakal ekleyebliyor, sivilceleri silebiliyorsunuz. O da Picnik. Site yüklenirken çubuğun altında "Loading" yerinde yazan şeylere dikkat edin.
İyi eğlenceler.
Ama bu siteleri görünce aşkım depreşti, feysbuk şeytanım uyandı. Yüzlerce resim çekip editlemek istedim.İlki, online Photoshop sitesi. Benim görebildiğim kadarıyla klasik Photoshop'un her özelliği var. Linki burada.
İyi eğlenceler.
9 Mayıs 2010 Pazar
Bu İş Oyuna Gelmez!
Uzun zamandır hasret kaldım HoşBeş'in satırlarına. Ama çok tatlı bir oyunla döndüm sahalara. Bildiğiniz veya bilmediğiniz gibi ben diş hekimliği okuyorum. Bu oyun tam bana göre, sizinle de paylaşmak istedim.
Oyunda bir karavanla Amerika'da seyahat ediyorsunuz. Her şehirde 3 tane hasta bakıyorsunuz, her hastanın 3-4 tane problemi oluyor. Bunları tedavi ettiğinizde bir sonraki şehire geçebiliyorsunuz. Hasta ilk geldiğinde, hasta kartını görüyoruz.

Hasta kartında hasta hakkında kısa bir bilgi, ne derdi olduğu, anestezi için hangi ilacı tercih ettiği, sevdiği müzik tarzı ve dolgu için tercih ettiği renk yazıyor. Daha sonra muayene aynasını hastanın ağzında gezdirmeye başlıyoruz. Problemli bölgede resimdeki gibi mavi bir yuvarlak çıkıyor ve yandaki aletlerden işimize yarayacak olanın etrafı sarı oluyor. O dişi hallederken, bir yandan da tükürük emme aletini arada space tuşuna basarak çalıştırmamız gerekiyor.
Tedavi sırasında sağ altta hastanın çektiği acı artarsa, ona anestezi yapıyoruz ve sevdiği müzik türünü açıyoruz radyodan.
İşte böyle, linki burada. İyi oyunlar.
Not: Oyun önerisi için Pınar'a teşekkürler.
Oyunda bir karavanla Amerika'da seyahat ediyorsunuz. Her şehirde 3 tane hasta bakıyorsunuz, her hastanın 3-4 tane problemi oluyor. Bunları tedavi ettiğinizde bir sonraki şehire geçebiliyorsunuz. Hasta ilk geldiğinde, hasta kartını görüyoruz.

Hasta kartında hasta hakkında kısa bir bilgi, ne derdi olduğu, anestezi için hangi ilacı tercih ettiği, sevdiği müzik tarzı ve dolgu için tercih ettiği renk yazıyor. Daha sonra muayene aynasını hastanın ağzında gezdirmeye başlıyoruz. Problemli bölgede resimdeki gibi mavi bir yuvarlak çıkıyor ve yandaki aletlerden işimize yarayacak olanın etrafı sarı oluyor. O dişi hallederken, bir yandan da tükürük emme aletini arada space tuşuna basarak çalıştırmamız gerekiyor.
Tedavi sırasında sağ altta hastanın çektiği acı artarsa, ona anestezi yapıyoruz ve sevdiği müzik türünü açıyoruz radyodan.
İşte böyle, linki burada. İyi oyunlar.
Not: Oyun önerisi için Pınar'a teşekkürler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
İzleyiciler
Etiketler
- cambridge (8)
- diş hekimliği (8)
- amerika günlüğü (5)
- fotoğraf (2)
- klinik (2)
- photoshop (2)
- Meram Ekspresi (1)
- akinator (1)
- facebook (1)
- film önerisi (1)
- foursquare (1)
- guitar hero (1)
- her şeyi bilen kadın (1)
- jinni (1)
- kilo verme (1)
- kongre (1)
- manipülasyon (1)
- morfoloji (1)
- msn (1)
- muayene (1)
- tahmin oyunu (1)
- tercih gencer diş kliniği (1)
Ben
.jpg)
- jules
- Görkem, 20, İstanbul Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi. Yazıyorum, çiziyorum, çeviriyorum, eskiden çalıyordum artık unuttum galiba. Bu blog biraz günlük, biraz hikaye gibi. Yazdıklarımın hepsi gerçek. Ayrıntıları severim, belki o yüzden yazılar uzun ama okumaya başladınız mı bitirmesi kolay bence. Blogu Kasım 2009'da açtım, umarım daha uzun bir süre devam eder.
Kaç kişi bakmış?
En Çok Okunan Yazılar
-
O Cumartesi günü, Taksim'den iki katlı ekspres otobüse ilk duraktan binmeme rağmen ayakta kalmıştım. Aslında ayakta gitmiyordum, sadece ...
-
Ben diş hekimi olma hayaliyle büyümedim. Tercih dönemine dek, aklımdan bile geçmemişti. Endüstri mühendisi olmak isteyen binlerce yaşıtımdan...
-
Evet sevgili diş kardeşlerim, yaz için okul arama çalışmalarıma başladım. Dedim ki dil okuluna gitmeyeyim, diş okuluna gideyim, hem dilime h...
-
Merhaba. Bloguma bir özellik ekledim geçenlerde, gelen gidenin istatiğini tutsun diye. Esas amacım günde kaç kişinin gelip gittiğini öğrenme...
-
Geçen haftasonu Türkiye'den çok yakın arkadaşım Naz -o da Londra'da bir dil okulunda- bizim eve kalmaya geldi. Cumartesi günü 4 kız ...
-
Diş Hekimliği Bölümü'nün 1. sınıf 1. dönemi bitti. Ve benim bu 5 ayda bu bölümde öğrendiklerim arasında işime en çok yarayan şey, düzenb...
-
Gözümü açtığımda saat 07.14'tü. Tatil başladığından beri 3.30'dan önce yatmayan ben, önceki gece 1.30 sularında yatağa girerek gözle...
-
Merhaba! Bugünlerde beni bir oje merakı aldı ki sormayın gitsin. Eskiden sahip olduğum yaklaşık 10 tane ojenin hepsi koyu lacivert, siyah, k...
-
Geçen haftasonu ev arkadaşım, hatta buradaki en iyi yabancı arkadaşım gitti. Şu an o evde iki tane pis kızla beraberim. İngiltere'de, Tü...
-
Babaannemin evinde maaile toplanmışız. Küçükler yere, büyükler koltuklara, ergenler ise sandalyelere oturmuş, çıt çıkarmadan pür dikkat ekra...