Camdan bakıyorum. Çok değil birkaç ay önce bu saatlerde beni almadan geçip giden mavi çift katlı otobüsü görüyor ve hafifçe gülümsüyorum. Aklıma kırmızı olanı geliyor. Onun da bir keresinde bizi 200 m peşinden koşturduğu ve almadan gittiğini hatırlıyorum. Ya siyah, üzerinde araba yağı reklamı olan? Beni sınavın anca son 15 dk.sına yetiştiren o muydu? Bilmiyorum. Çünkü artık hiçbiri umurumda değil. Ben, artık okuluma 15 m mesafede kalıyorum.
Okulda iki yakın kız arkadaşım var; Pınar ve Nilüfer. Pınarla ikimiz geçen sene sonbaharda İngiltere'ye gitmek istiyorduk. Beraber gittik. Bu yılın sonbaharında ise yurt olayını gündeme getirdik. Her sabah okula gidip akşam okuldan dönerken aynı çileyi çekiyor, otobüslerin peşinden beraber koşuyorduk. Sonunda aileler kabul etti ve biz şu an özel bir yurtta güzel bir odada annelerimizin yiyecek, babalarımızın maddi desteğiyle mutlu bir hayat sürüyoruz.
Ben ses konusunda biraz hassasım. Hatta sinir bozucuyum. Evet belki naletim. Uyurken çıkan en ufak gürültüde uyanırım. Bir de biraz titizimdir. Yani kendi kendime odamı temizleyeyim, sürekli el yıkayayım gibi bir temizlik hastalığı değil ama, yere düşen şeyleri yemem, yatağımın üstüne pantolonla oturmam falan. İşte bu ve şu an aklıma gelmeyen huylarım yüzünden burada sıkıntı çekebilirim giye düşünüyordum. Ama hiç öyle olmadı. Yurt zaten şu an baya boş, insanların okulu henüz başlamış değil. Ses, sıcaklık, temizlik bakımından bir şikayetim yok. Bir de müdür sağolsun dediklerimizi hemen yapıyor, bir de üstüne akşamları oturup bizimle dizi izliyor lobide.
Tabi şimdilik sadece 3 gün oldu. Umarım hep böyle devam eder. Esas ben size başka bir şey anlatacağım da, du bakalım...
skip to main |
skip to sidebar
9 Şubat 2011 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
İzleyiciler
Etiketler
- cambridge (8)
- diş hekimliği (8)
- amerika günlüğü (5)
- fotoğraf (2)
- klinik (2)
- photoshop (2)
- Meram Ekspresi (1)
- akinator (1)
- facebook (1)
- film önerisi (1)
- foursquare (1)
- guitar hero (1)
- her şeyi bilen kadın (1)
- jinni (1)
- kilo verme (1)
- kongre (1)
- manipülasyon (1)
- morfoloji (1)
- msn (1)
- muayene (1)
- tahmin oyunu (1)
- tercih gencer diş kliniği (1)
Ben
- jules
- Görkem, 20, İstanbul Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi. Yazıyorum, çiziyorum, çeviriyorum, eskiden çalıyordum artık unuttum galiba. Bu blog biraz günlük, biraz hikaye gibi. Yazdıklarımın hepsi gerçek. Ayrıntıları severim, belki o yüzden yazılar uzun ama okumaya başladınız mı bitirmesi kolay bence. Blogu Kasım 2009'da açtım, umarım daha uzun bir süre devam eder.
Kaç kişi bakmış?
En Çok Okunan Yazılar
-
O Cumartesi günü, Taksim'den iki katlı ekspres otobüse ilk duraktan binmeme rağmen ayakta kalmıştım. Aslında ayakta gitmiyordum, sadece ...
-
Ben diş hekimi olma hayaliyle büyümedim. Tercih dönemine dek, aklımdan bile geçmemişti. Endüstri mühendisi olmak isteyen binlerce yaşıtımdan...
-
Evet sevgili diş kardeşlerim, yaz için okul arama çalışmalarıma başladım. Dedim ki dil okuluna gitmeyeyim, diş okuluna gideyim, hem dilime h...
-
Merhaba. Bloguma bir özellik ekledim geçenlerde, gelen gidenin istatiğini tutsun diye. Esas amacım günde kaç kişinin gelip gittiğini öğrenme...
-
Geçen haftasonu Türkiye'den çok yakın arkadaşım Naz -o da Londra'da bir dil okulunda- bizim eve kalmaya geldi. Cumartesi günü 4 kız ...
-
Diş Hekimliği Bölümü'nün 1. sınıf 1. dönemi bitti. Ve benim bu 5 ayda bu bölümde öğrendiklerim arasında işime en çok yarayan şey, düzenb...
-
Gözümü açtığımda saat 07.14'tü. Tatil başladığından beri 3.30'dan önce yatmayan ben, önceki gece 1.30 sularında yatağa girerek gözle...
-
Merhaba! Bugünlerde beni bir oje merakı aldı ki sormayın gitsin. Eskiden sahip olduğum yaklaşık 10 tane ojenin hepsi koyu lacivert, siyah, k...
-
Geçen haftasonu ev arkadaşım, hatta buradaki en iyi yabancı arkadaşım gitti. Şu an o evde iki tane pis kızla beraberim. İngiltere'de, Tü...
-
Babaannemin evinde maaile toplanmışız. Küçükler yere, büyükler koltuklara, ergenler ise sandalyelere oturmuş, çıt çıkarmadan pür dikkat ekra...